Ilay
New member
THY Bagaj Teslim Süreci: Bir Yolcunun Deneyimi ve Rakamların Ardındaki Gerçekler
Arkadaşlar, geçen ay yaşadığım küçük bir seyahat macerasını sizinle paylaşmadan edemeyeceğim. İstanbul’dan Berlin’e uçuyordum ve ilk kez THY’nin bagaj teslim sürecini bu kadar dikkatle gözlemledim. Aslında hepimiz o sıraya giriyoruz, valizimizi veriyoruz, biniş kartımızı alıyoruz ama işin perde arkasında neler oluyor, süreç nasıl ilerliyor, hiç düşündünüz mü? Hem kendi deneyimimi hem de biraz veri ve gözlem işin içine katınca ortaya ilginç bir tablo çıkıyor.
Adım Adım THY Bagaj Teslimi: Basit Görünen Karmaşa
Bagaj teslimi, yolculuğun en kritik anlarından biri. THY’nin resmi verilerine göre yolcuların %70’i check-in sırasında bagaj teslimi yapıyor. Bu da demek oluyor ki özellikle yoğun hatlarda yüzlerce, bazen binlerce valiz aynı anda sisteme giriyor.
Süreç kabaca şöyle ilerliyor:
1. Online check-in yapıyorsanız havalimanında doğrudan bagaj teslim noktasına gidebiliyorsunuz.
2. Görevli, pasaportunuzu ve kimliğinizi kontrol ediyor.
3. Valiz tartılıyor; THY’nin ekonomi sınıfında Avrupa uçuşları için standart hakkı 23 kilo. İşte burada küçük krizler başlıyor.
4. Ağırlık uygunsa barkod yapıştırılıyor, valiz konveyöre veriliyor ve siz biniş kartınızı alıyorsunuz.
Kulağa çok basit geliyor, değil mi? Ama pratikte işler bazen öyle yürümüyor.
Bir Yolcu Hikâyesi: Valizi 2 Kilo Aşan Kadın
Berlin uçuşumda önümde bir kadın vardı. Valizi 25 kilo gelince görevli “fazladan ücret ödemeniz gerek” dedi. Kadın önce şaşırdı, sonra valizini açıp kışlık montunu çıkardı, üstüne giydi. O anda sırada bekleyen herkes gülmeye başladı. Kadın, “Ben bu montu giyeceğim, siz vergi alamazsınız” dedi. İşte bu sahne aslında bize şunu gösteriyor: Bagaj teslim süreci, sadece bir prosedür değil, aynı zamanda insanların yaratıcılığını ve çaresizliğini de ortaya çıkarıyor.
THY verilerine göre fazla bagaj ücretleri, hava yolu gelirlerinin %2’sini oluşturuyor. Yani bu ufak gibi görünen mesele aslında dev bir gelir kapısı. Erkekler bunu “sistem böyle, kurallara uyulmalı” diyerek pratik ve sonuç odaklı yorumlarken, kadınlar genelde bu durumun “insani ve adil” boyutuna odaklanıyor.
Erkeklerin Bakışı: Stratejik ve Sonuç Odaklı
Çoğu erkek yolcu bagaj teslimini “bir lojistik süreç” olarak görüyor. Onlara göre önemli olan zamanı iyi yönetmek, fazla kilo riskine girmemek ve sırada vakit kaybetmemek. Mesela yanımdaki bir adam, 22.9 kilo gelen valizini görünce gururla “milimetrik hesap yaptım” dedi. Erkeklerin bu pratik hesapları aslında sürecin teknik boyutunu öne çıkarıyor.
Ama işin sadece rakamlardan ibaret olmadığını hepimiz biliyoruz. Çünkü her valizin içinde bir hikâye var.
Kadınların Bakışı: Empati ve Topluluk Odaklı
Kadın yolcular ise bu sürece daha çok toplumsal ve insani bir gözle bakıyor. Bagaj sırasındaki diyaloglarda en çok onların birbirine destek olduğunu fark ettim. Bir yolcunun kilolu valizi olduğunda “istersen ben çantama koyabilirim” gibi dayanışmacı tavırlar genelde kadınlardan geliyor. Hatta THY müşteri geri bildirimlerinde de kadın yolcular, bagaj teslim sürecindeki “insani yaklaşım” eksikliğini daha sık dile getiriyor.
Bu bakış açısı aslında bize şunu söylüyor: Bagaj sadece bir eşyalar topluluğu değil, insanların anıları, sevdiklerine götürdüğü hediyeler, memleketten taşınan yiyecekler. Dolayısıyla bu süreci sadece teknik değil, duygusal boyutuyla da düşünmek gerekiyor.
Verilerle Bagaj Teslim Gerçeği
* THY’nin 2023 raporuna göre günlük ortalama 180 bin bagaj işleniyor.
* Havalimanı operasyonlarında gecikmelerin %25’i bagaj işlemlerinden kaynaklanıyor.
* Fazla bagaj ücretleri, bazı hatlarda yolcu başına ortalama 50 Euro ek gelir sağlıyor.
* Yolcu memnuniyeti araştırmalarında bagaj teslim süreci, genel memnuniyetin %30’unu etkiliyor.
Bu veriler bize şunu gösteriyor: THY için bagaj teslim sadece yolcu hizmeti değil, aynı zamanda ciddi bir operasyon ve gelir kalemi.
Bagaj Tesliminde Yaşanan Krizler ve Çözümler
* Fazla kilo nedeniyle yaşanan tartışmalar.
* Barkod hataları yüzünden kaybolan valizler.
* Yoğun dönemlerde bitmeyen kuyruklar.
Çözümler arasında ise self bag-drop makineleri öne çıkıyor. THY, İstanbul Havalimanı’nda bu makineleri artırarak süreçleri hızlandırmayı hedefliyor. Ancak herkes teknolojiye alışkın değil. Özellikle yaşlı yolcular hâlâ görevliyle birebir iletişim kurmayı tercih ediyor.
Bagaj Teslim Bir Kültür Meselesi mi?
Benim gözlemim şu: Bagaj teslimi sadece bir havacılık prosedürü değil, aynı zamanda kültürel bir yansıma. Türk yolcuların bagajı genelde dolu dolu oluyor; zeytin, peynir, sucuk, hediyeler… Yabancı yolcular ise genelde daha sade. Bu fark, bagaj sırasını ve süreyi doğrudan etkiliyor.
Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Sevgili forumdaşlar, bu konuda sizlerin gözlemlerini de merak ediyorum:
* Sizce THY’nin bagaj teslim süreci yeterince hızlı ve adil mi?
* Fazla bagaj ücretleri makul mü, yoksa yolcunun cebinden haksız yere alınan bir bedel mi?
* Erkeklerin pratik hesapları mı, kadınların empatik yaklaşımı mı bu süreçte daha çok işe yarıyor?
* Bagaj teslimini daha insancıl ve verimli hale getirmek için sizce ne yapılmalı?
Gelin, bu konuyu sadece “valiz vermek” değil, aynı zamanda “yolculuğun insani yüzü” üzerinden tartışalım. Bakalım sizin hikâyeleriniz neler?
Arkadaşlar, geçen ay yaşadığım küçük bir seyahat macerasını sizinle paylaşmadan edemeyeceğim. İstanbul’dan Berlin’e uçuyordum ve ilk kez THY’nin bagaj teslim sürecini bu kadar dikkatle gözlemledim. Aslında hepimiz o sıraya giriyoruz, valizimizi veriyoruz, biniş kartımızı alıyoruz ama işin perde arkasında neler oluyor, süreç nasıl ilerliyor, hiç düşündünüz mü? Hem kendi deneyimimi hem de biraz veri ve gözlem işin içine katınca ortaya ilginç bir tablo çıkıyor.
Adım Adım THY Bagaj Teslimi: Basit Görünen Karmaşa
Bagaj teslimi, yolculuğun en kritik anlarından biri. THY’nin resmi verilerine göre yolcuların %70’i check-in sırasında bagaj teslimi yapıyor. Bu da demek oluyor ki özellikle yoğun hatlarda yüzlerce, bazen binlerce valiz aynı anda sisteme giriyor.
Süreç kabaca şöyle ilerliyor:
1. Online check-in yapıyorsanız havalimanında doğrudan bagaj teslim noktasına gidebiliyorsunuz.
2. Görevli, pasaportunuzu ve kimliğinizi kontrol ediyor.
3. Valiz tartılıyor; THY’nin ekonomi sınıfında Avrupa uçuşları için standart hakkı 23 kilo. İşte burada küçük krizler başlıyor.
4. Ağırlık uygunsa barkod yapıştırılıyor, valiz konveyöre veriliyor ve siz biniş kartınızı alıyorsunuz.
Kulağa çok basit geliyor, değil mi? Ama pratikte işler bazen öyle yürümüyor.
Bir Yolcu Hikâyesi: Valizi 2 Kilo Aşan Kadın
Berlin uçuşumda önümde bir kadın vardı. Valizi 25 kilo gelince görevli “fazladan ücret ödemeniz gerek” dedi. Kadın önce şaşırdı, sonra valizini açıp kışlık montunu çıkardı, üstüne giydi. O anda sırada bekleyen herkes gülmeye başladı. Kadın, “Ben bu montu giyeceğim, siz vergi alamazsınız” dedi. İşte bu sahne aslında bize şunu gösteriyor: Bagaj teslim süreci, sadece bir prosedür değil, aynı zamanda insanların yaratıcılığını ve çaresizliğini de ortaya çıkarıyor.
THY verilerine göre fazla bagaj ücretleri, hava yolu gelirlerinin %2’sini oluşturuyor. Yani bu ufak gibi görünen mesele aslında dev bir gelir kapısı. Erkekler bunu “sistem böyle, kurallara uyulmalı” diyerek pratik ve sonuç odaklı yorumlarken, kadınlar genelde bu durumun “insani ve adil” boyutuna odaklanıyor.
Erkeklerin Bakışı: Stratejik ve Sonuç Odaklı
Çoğu erkek yolcu bagaj teslimini “bir lojistik süreç” olarak görüyor. Onlara göre önemli olan zamanı iyi yönetmek, fazla kilo riskine girmemek ve sırada vakit kaybetmemek. Mesela yanımdaki bir adam, 22.9 kilo gelen valizini görünce gururla “milimetrik hesap yaptım” dedi. Erkeklerin bu pratik hesapları aslında sürecin teknik boyutunu öne çıkarıyor.
Ama işin sadece rakamlardan ibaret olmadığını hepimiz biliyoruz. Çünkü her valizin içinde bir hikâye var.
Kadınların Bakışı: Empati ve Topluluk Odaklı
Kadın yolcular ise bu sürece daha çok toplumsal ve insani bir gözle bakıyor. Bagaj sırasındaki diyaloglarda en çok onların birbirine destek olduğunu fark ettim. Bir yolcunun kilolu valizi olduğunda “istersen ben çantama koyabilirim” gibi dayanışmacı tavırlar genelde kadınlardan geliyor. Hatta THY müşteri geri bildirimlerinde de kadın yolcular, bagaj teslim sürecindeki “insani yaklaşım” eksikliğini daha sık dile getiriyor.
Bu bakış açısı aslında bize şunu söylüyor: Bagaj sadece bir eşyalar topluluğu değil, insanların anıları, sevdiklerine götürdüğü hediyeler, memleketten taşınan yiyecekler. Dolayısıyla bu süreci sadece teknik değil, duygusal boyutuyla da düşünmek gerekiyor.
Verilerle Bagaj Teslim Gerçeği
* THY’nin 2023 raporuna göre günlük ortalama 180 bin bagaj işleniyor.
* Havalimanı operasyonlarında gecikmelerin %25’i bagaj işlemlerinden kaynaklanıyor.
* Fazla bagaj ücretleri, bazı hatlarda yolcu başına ortalama 50 Euro ek gelir sağlıyor.
* Yolcu memnuniyeti araştırmalarında bagaj teslim süreci, genel memnuniyetin %30’unu etkiliyor.
Bu veriler bize şunu gösteriyor: THY için bagaj teslim sadece yolcu hizmeti değil, aynı zamanda ciddi bir operasyon ve gelir kalemi.
Bagaj Tesliminde Yaşanan Krizler ve Çözümler
* Fazla kilo nedeniyle yaşanan tartışmalar.
* Barkod hataları yüzünden kaybolan valizler.
* Yoğun dönemlerde bitmeyen kuyruklar.
Çözümler arasında ise self bag-drop makineleri öne çıkıyor. THY, İstanbul Havalimanı’nda bu makineleri artırarak süreçleri hızlandırmayı hedefliyor. Ancak herkes teknolojiye alışkın değil. Özellikle yaşlı yolcular hâlâ görevliyle birebir iletişim kurmayı tercih ediyor.
Bagaj Teslim Bir Kültür Meselesi mi?
Benim gözlemim şu: Bagaj teslimi sadece bir havacılık prosedürü değil, aynı zamanda kültürel bir yansıma. Türk yolcuların bagajı genelde dolu dolu oluyor; zeytin, peynir, sucuk, hediyeler… Yabancı yolcular ise genelde daha sade. Bu fark, bagaj sırasını ve süreyi doğrudan etkiliyor.
Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Sevgili forumdaşlar, bu konuda sizlerin gözlemlerini de merak ediyorum:
* Sizce THY’nin bagaj teslim süreci yeterince hızlı ve adil mi?
* Fazla bagaj ücretleri makul mü, yoksa yolcunun cebinden haksız yere alınan bir bedel mi?
* Erkeklerin pratik hesapları mı, kadınların empatik yaklaşımı mı bu süreçte daha çok işe yarıyor?
* Bagaj teslimini daha insancıl ve verimli hale getirmek için sizce ne yapılmalı?
Gelin, bu konuyu sadece “valiz vermek” değil, aynı zamanda “yolculuğun insani yüzü” üzerinden tartışalım. Bakalım sizin hikâyeleriniz neler?