İmarda ne kadar kesinti olur ?

Ilay

New member
**İmarda Ne Kadar Kesinti Olur? Bir Eleştirel Bakış**

İmarda kesinti konusu, genellikle planlama süreçlerinin belirsizliğe sürüklendiği, kararların sıkça değiştiği ve daha da önemlisi, şehirleşme ile birlikte insanların yaşam alanlarının hızla değiştiği bir mesele. Son yıllarda, kentleşme hızla artarken, imar planları da birçok şehirde gündemi oluşturuyor. Bu yazıyı yazarken, benim de kişisel bir bakış açım devreye giriyor: **Neden bazı bölgelerde imar kesintisi uygulanırken, diğerlerinde sadece estetik kaygılarla yapılan değişiklikler karşımıza çıkıyor?**

Gelişen şehirlerde inşaat sektöründe yapılan değişiklikler, yalnızca ekonomik değil, toplumsal ve psikolojik etkiler de yaratıyor. İnsanlar, kendilerine ait yaşam alanlarının, genellikle kimsenin sormadığı kararlarla şekillendiğini gördüklerinde, bu durum onları huzursuz edebiliyor. İmarda kesintiler, belediyelerin şehirleşme politikaları doğrultusunda yapılan düzenlemelerle ortaya çıkıyor, ancak bu süreç ne kadar adil, ne kadar şeffaf ve ne kadar toplumun çıkarlarına uygun? Bu sorulara yanıt ararken, konuyu hem erkeklerin stratejik ve çözüm odaklı bakış açısıyla, hem de kadınların empatik ve ilişkisel yaklaşımlarıyla incelemeye çalışacağım.

**İmar Kesintisi: Ekonomik ve Stratejik Perspektif**

Erkekler, özellikle bu tür konularda, stratejik ve sonuç odaklı bir yaklaşım benimseme eğilimindedir. İmarda kesintinin uygulanma gerekçelerinin, çoğu zaman ekonomik ya da ticari sebeplerle açıklandığı bir gerçek. İmar kesintilerinin, genellikle “daha verimli kullanım alanları yaratma” ya da “alt yapı iyileştirmeleri” gibi pratik nedenlerle yapıldığı söylenebilir. Bu durumda, stratejik bakış açısıyla, kesintilerin aslında şehri daha fonksiyonel hâle getirmek ve değer kazanacak alanlar yaratmak için bir araç olduğu savunulabilir. Örneğin, genişlemeyi sağlayan yeni yollar ya da büyük projelerin yapılabilmesi için imar kesintileri gerekliyse, burada kamu çıkarları ön planda tutulmaktadır.

Ancak, burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var. İmar kesintileri yapılırken, bu değişikliklerin yalnızca uzun vadeli ve tüm şehri kapsayan gelişim hedefleri için mi yapıldığı, yoksa sadece belli bir kesime yönelik çıkar sağlamak amacıyla mı düzenlendiği çok belirleyici olacaktır. Bu tür kesintiler, bazen yalnızca inşaat firmalarının veya özel çıkar gruplarının yararına olabiliyor. Bu nedenle, imar kesintilerinin şeffaf bir şekilde ve tüm toplumu kapsayacak şekilde yapılması gerektiği açıktır. Stratejik bir bakış açısıyla, şeffaflık ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, bu kesintilerin adaletli bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır.

**Kadın Perspektifi: İmar Kesintisinin Sosyal ve Empatik Yönü**

Kadınlar ise bu tür konularda, sosyal etkiler ve empati açısından daha derinlemesine düşünmeye eğilimlidir. İmar kesintilerinin yalnızca yapıların veya binaların fiziksel alanları üzerinde değil, aynı zamanda orada yaşayan insanların yaşam kalitesi üzerinde de etkileri vardır. Kadın bakış açısıyla, imar kesintileri, özellikle aileler ve çocuklar için yaşanabilir alanların daralması anlamına gelebilir. Evler, mahalleler, parklar, okullar… Bunların hepsi, kadınların gündelik yaşamını şekillendiren unsurlardır. Özellikle çalışma hayatındaki kadınlar için, sağlıklı yaşam alanlarının olması bir lüks değil, temel bir ihtiyaçtır.

İmar kesintilerinin genellikle yoğun yaşam alanlarında yapılması, kadınların evde geçirdiği zamanın kalitesini doğrudan etkiler. Evdeki rahatlık, düzen, güvenlik gibi faktörler, kadınlar için oldukça önemlidir. Mahalle bazında yapılan imar değişiklikleri, kadınların sosyal ağlarını, sosyal dayanışmalarını ve çevresel güvenliklerini de etkileyebilir. Örneğin, bir parkın veya yeşil alanın yıkılması, annelerin çocuklarıyla güvenle vakit geçirebileceği alanları ortadan kaldırabilir. İmar kesintilerinin ardından oluşan kaos, kadınların günlük yaşamlarını zorlaştırabilir.

Bu bağlamda, kadınların empatik yaklaşımı, daha insani bir şehir planlaması yapılmasını savunur. Kesintilerin yalnızca ekonomik veya stratejik birer araç olarak görülmemesi gerektiği, sosyal dengeyi gözeterek kararlar alınması gerektiği vurgulanabilir. Bir şehir, sadece ekonomik büyüklüğüyle değil, aynı zamanda orada yaşayan insanların yaşam kalitesiyle de ölçülmelidir.

**İmar Kesintilerinin Toplumsal Adalet Perspektifi ve Sorular**

Peki, imar kesintilerinin toplumsal adaletle ne kadar ilgisi var? Stratejik bir bakış açısı bu tür değişimlerin gerekliliğini savunsa da, kadınların empatik bakış açısı bu değişimlerin kimin lehine, kimin aleyhine olduğunu sorgular. Şehirdeki büyük projeler genellikle zengin semtlerde veya ticari bölgelerde daha fazla yer bulur. Peki, dar gelirli mahallelerde yaşayan insanların hakları ne olacak? Onların yaşam alanlarını daraltan kesintiler nasıl bir adalet anlayışıyla yapılacak?

İmar planlarında kesintilerin yapıldığı bölgelerde, sosyal adaletin ve eşitliğin sağlanması için ne tür önlemler alınmalıdır? Burada toplumsal cinsiyet eşitliği de önemli bir faktördür. Erkekler ve kadınlar arasındaki yaşam alanı farkları, imar kesintilerinin daha dikkatli ve özenli bir şekilde yapılmasını zorunlu kılar.

**Sonuç: İmar Kesintisi ve Şehirdeki Toplumsal Dönüşüm**

İmar kesintileri, şehrin fiziksel yapısını etkileyen önemli düzenlemelerdir, ancak bu kesintiler, sadece binalar ve yollarla sınırlı kalmamalıdır. Şehirleşme süreci, her bireyi etkileyen ve toplumsal yapıyı dönüştüren bir olgudur. Stratejik bir bakış açısıyla, kesintilerin şehri daha verimli hale getirmek amacıyla yapılması gerektiği savunulsa da, bu sürecin sosyal ve insani yönleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle kadınların empatik bakış açısı, bu tür değişimlerin daha insancıl ve sürdürülebilir bir biçimde yapılmasını sağlayabilir.

Forumda tartışma ortamını canlandırmak için sorular sormak istiyorum:

* **İmar kesintileri, toplumun farklı kesimlerini nasıl etkiler?**

* **İmar planlarının şeffaflığı ve toplumsal eşitlik arasında nasıl bir denge kurulabilir?**

* **Kadınların şehirleşme süreçlerinde daha fazla sesinin duyulması gerektiğini düşünüyor musunuz?**

* **İmar kesintilerinin sadece ekonomik açıdan mı, yoksa sosyal açıdan da yeniden değerlendirilmesi gerekmez mi?**

Bu sorularla, farklı bakış açılarını dinleyerek, daha adil ve dengeli bir şehirleşme anlayışı üzerine tartışmayı sürdürebiliriz.
 
Üst