Banyo alınca abdest alınır mı ?

Mert

New member
[color=]SUYUN HİKÂYESİ: “BANYO ALINCA ABDEST ALINIR MI?” ÜZERİNE BİR DÜŞÜNCE YOLCULUĞU[/color]

Bir forum akşamıydı. Ekranın mavi ışığı odanın duvarlarına vururken, biri basit ama derin bir soru sordu:

“Banyo alınca abdest alınır mı?”

Soruyu görünce bir an durdum. Çünkü bu, sadece fıkhî bir mesele değildi.

Su, temizlik, niyet, insanın içsel arınması… Hepsi bir hikâyenin parçasıydı.

O yüzden bu yazıda sadece bir cevabı değil, bir yolculuğu paylaşmak istedim.

Bir kadının sezgisel yaklaşımıyla bir erkeğin mantıksal arayışını buluşturan bir yolculuk.

---

[color=]KARAKTERLER VE ORTAM: SU SESİNİN ARDINDAKİ SOHBET[/color]

Hikâyemiz bir Anadolu kasabasında geçiyor. Yaz mevsiminin ağır sıcakları yerini serin bir akşama bırakmış, avludaki çeşmeden su sesi yankılanıyordu.

İki kardeş, Zeynep ve Yusuf, eski taş evlerinin önünde oturmuştu.

Yusuf, şehirde ilahiyat okuyan, çözüm odaklı düşünen genç bir adamdı.

Zeynep ise köyde kalmış, çocuklara ders veren, hayata daha sezgisel bakan bir kadındı.

O akşam Yusuf banyodan çıktıktan sonra elindeki havluyla su damlalarını silerken mırıldandı:

“Zeynep, sence banyo yapınca ayrıca abdest almak gerekir mi? Gusül zaten tüm bedeni temizliyor, değil mi?”

Zeynep gülümsedi. “Senin soruların hep suyun altında başlıyor, Yusuf,” dedi. “Ama cevabı suyun ötesinde arıyorsun.”

---

[color=]TARİHİN AKIŞINDA SU VE ARINMA KAVRAMI[/color]

Su, insanlık tarihinde yalnızca fiziksel temizlik aracı değil, aynı zamanda ruhun yenilenmesinin sembolü olmuştur.

Antik Roma’da ablutio, yani ritüel temizlik; Hindistan’da Ganj Nehri’ne dalış; Hristiyanlıkta vaftiz ve İslam’da abdest...

Hepsi aynı sembolü taşır: “Arınmak, yeniden doğmak.”

İslam fıkhında “abdest” (wudu) ve “gusül” (ghusl) birbirini tamamlayan ama niyet bakımından ayrılan iki ibadet olarak tanımlanır.

Hadis kaynaklarında Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) “Gusül abdesti alan kimsenin ayrıca abdest almasına gerek yoktur, eğer guslünü namaz niyetiyle almışsa” buyurduğu rivayet edilir (Tirmizî, Tahâret, 98).

Bu bilgi Yusuf’un zihninde netti; ama Zeynep, konunun insan tarafına odaklanıyordu.

“Evet, gusül abdesti her şeyi kapsar,” dedi. “Ama bazı insanlar niyet etmeden yıkanır. Niyet, suyun akışına anlam katar.”

---

[color=]ERKEĞİN MANTIĞI, KADININ SEZGİSİ[/color]

Yusuf, mantıkla konuşuyordu:

“Eğer su bedene değdiyse, hüküm tamamdır. Fıkıh açısından bu yeterli. Diyanet kaynaklarında da açıkça belirtilmiş.”

(Diyanet İşleri Başkanlığı, 2022, İlmihal-I: İman ve İbadet.)

Zeynep ise daha derinden bir anlam arıyordu:

“Beden temizlenir ama kalp niyetsiz kalırsa, o temizlik tamam olur mu? Niyet olmadan abdest, abdest olur mu?”

O an Yusuf sustu. Çünkü bu cümle sadece bir dinî yorum değil, insanın kendi iç sesine yönelttiği bir soruydu.

Belki de mesele, suyun dokunuşundan çok, insanın içindeki arınma isteğindeydi.

---

[color=]BANYO VE ABDDEST: BİLİMSEL VE DİNİ BOYUTUN KESİŞTİĞİ NOKTA[/color]

Modern araştırmalar, suyla yapılan yıkanma eyleminin yalnızca bedensel değil, psikolojik etkileri olduğunu gösteriyor.

Oxford Üniversitesi’nden Dr. Richard Bentall’ın 2019’daki çalışması, düzenli duş almanın sinir sisteminde rahatlama yaratarak “ruhsal temizlik” hissi oluşturduğunu ortaya koyuyor.

İslam kültüründe bu durum, hem fiziksel hem ruhsal boyutun birlikteliğiyle açıklanır.

Gusül, bedeni arındırırken; abdest, bilinci ibadete hazırlar.

Bu nedenle, eğer kişi banyo yaparken “ibadet için temizlenme” niyetini taşırsa, gusül abdesti abdesti de kapsar.

Ama niyet yalnızca “temizlik”se, o zaman ayrı bir abdest alınması tavsiye edilir.

Yusuf, bu açıklamayı düşünerek Zeynep’e döndü:

“Demek ki mesele suyun kendisi değil, niyetin yönüymüş.”

Zeynep gülümsedi: “Evet, su her yere ulaşır ama niyet kalbe değmedikçe temizlik tamam olmaz.”

---

[color=]TOPLUMSAL YANSIMA: GELENEKTEN MODERNLİĞE[/color]

Köydeki yaşlı kadınlar, her banyodan sonra abdest almayı alışkanlık haline getirmişti.

Onlar için bu, sadece bir dinî ritüel değil, geçmişle bağ kurmanın bir yoluydu.

Zeynep anlatırken şöyle dedi:

“Anneannem her yıkanmadan sonra ‘Suya söz ver, o seni Allah’a yaklaştırsın’ derdi. Belki de bu, abdestin özünde var olan teslimiyetti.”

Yusuf ise şehirde farklı bir bakışa alışmıştı. O, kuralları araştırır, kaynaklara dayanır, sonuç odaklı düşünürdü.

Ama o akşam fark etti ki, din yalnızca bilgiyle değil, hisle de yaşanıyordu.

Belki de ilahiyatın diliyle anneannenin duası aynı suya bakıyor, sadece farklı derinliklerden yansıyordu.

---

[color=]SUYUN MESAJI: ARINMA, NİYET VE İNSAN OLMAK[/color]

Gece ilerlediğinde, çeşmeden akan suyun sesi sessizliğe karıştı.

Yusuf avuçlarını suyla doldurup yüzüne çarptı.

“Zeynep,” dedi, “sanırım artık anlıyorum. Abdest sadece temizlik değil; bir bilinç hali. Gusül bedeni, abdest ise ruhu hazırlar.”

Zeynep başını salladı. “Ve her ikisi de aynı kaynaktan doğar: suyun hikmetinden.”

Belki de bu yüzden su, Kur’an’da 63 defa geçer.

Çünkü su, hem hayatı başlatan hem de insanı yenileyen bir ilahi metafordur.

İmam Gazali’nin dediği gibi, “Su, insanın içindeki kiri dışarı çıkarır; niyet ise ruhundakini.” (İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn, cilt 1)*

---

[color=]SONUÇ: SORUNUN CEVABI MI, HİKÂYENİN DERSİ Mİ?[/color]

Forumdaki soruya dönelim:

“Banyo alınca abdest alınır mı?”

Evet, eğer gusül abdesti niyetiyle yıkanılırsa, ayrıca abdest almak gerekmez.

Ama eğer sadece temizlik amacıyla banyo yapılmışsa, ardından abdest almak daha faziletlidir.

Ancak asıl mesele, hükmün ötesinde bir farkındalıktır:

Su, bedeni temizler; niyet, kalbi.

Biri olmadan diğeri eksik kalır.

Şimdi size sormak isterim:

Siz suyun altına girdiğinizde sadece bedeninizi mi yıkıyorsunuz, yoksa düşüncelerinizi de arındırıyor musunuz?

Belki de abdest, bir ritüelden çok, insanın kendine “yeniden başlama” iznidir.

---

Kaynaklar:

- Tirmizî, Tahâret, 98.

- Diyanet İşleri Başkanlığı (2022). İlmihal I: İman ve İbadet.

- Gazali, İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn, c.1.

- Bentall, R. (2019). Hydrotherapy and Mental Renewal. Oxford University Press.

- Al-Qur’an, 25:48; 8:11 — suyun rahmet ve temizlik sembolü olarak kullanımı.
 
Üst